19 Ocak 2010 Salı

Süüüpriiizzzz




Sabah 6.
Leyla ile uyandık yine, hiç şikayetim yok...
Bu saatte O'nunla ilgilenecek pek gönüllü olmadığından Lolipop sadece bana kalıyor!.
Sabahın bu saatinde nasılda capcanlı ve enerjik.
Bir bardak süt ve Asiye'nin annesinin tarifiyle yapılmış elmalı kurabiyeleri yiyorum ben de.
E mecburen tabe! :P
Lolipop pek sakin. Vakur hatta...
Sepetinde yatıp oyuncaklarına bakıyor. Ööööle gündüz saatlerindeki gibi eller kollar da fıkır fıkır diiil, arada esniyor.
Azcık yorulsun da yatağa gidelim,
babasının koynuna girsin böcek...
Renkli, desenli şeylere bakmaktan sıkılmıyor, ama bi de tutabilse, yakalasa, ondan mutlusu olmayacak. Arada ben kıstırıyorum eline bişiileri ama pıt düşürüyo.
Azimle uğraşıyo dokunup yakalayabilmek için, eyer bu yakalayamama oyunu uzarsaaaa, o zaman sıkılıyo canı...
Hooop 1-2... Yok olmadı. Hadi bi daaaa....
Gu... Plifffss.... Gene olmadı...

Bu Pazar Stella'lar ile buluştuk.
Onlar karşı kaldırımlı... Sabah körü hava da ıslakca olunca köprü 5 dekka da geçiliyor... Geçiverdik... Önce güzeeel bi yürürdük...
Caddebostan sahili bebekle dolanmak için harika... Sanırım İstanbul'daki en başarılı yürüyüş, bisiklete biniş, köpek gezdiriş vs. vs. yeri de olabilir.
Serin, hafif nemli bi yürüyüştü... Monty harika bi bebek, o kadar çok gülücük ve kıkırdama arasında nasıl keyif alınmas ki...
Sonra Cafe Zanzibar'da kahvaltı ettik. Lolipop'um orada meme sonrası koccaman bir kaka yaptı ve tabiiiki her kocaman kaka gibi bu sefer de tulum,
üst baş ooooyyy oyyy kaka doldu. Allahtan düzgün bir alt değiştirme yeri var hanımlar tuvaaaaletinde ve biz de hazırlıklıyız boklu kızımızın bu nevi marifetlerine. Kılık değişerek yemeğe devam ettik. Çocuk parkı gibiydi içerisi. Hele bi kız bebek-Lolli'den büyük- o kadar çok ağladı ki, içim eridi onu duydukça... Bazı annelerin bebeklerinin ne derdini olduunu anlayamayışı çok üzücü yav. İşallah bana ööle olmas. Ve işallah kızım hiç o kadar ağlamas...
Velhasıl yemek sonrası hemen de yolun karşısında olan annemlere gittik. Sürpriz olaraktan.
Annem ve babam ayrı ayrı "AAAAaaoAAAAgghhhyaaaaayyyy" sesleri ile karşıladılar kanguruda uyuyan torunlarını. Lolipop hafif zıplasada uyumaya devam etti.
Ve beklendiii üzere az sonra uyanıp fıkır fıkır takıldı. Bi meme bi kılık değiştirmeli kaka soonasında dedelerden ayrılıp IKEA yollarına düştük.
IKEA evimizin herşeyi! Ay valla da ööle. Sen çok yaşa IKEA! Ama Pazar günü çok tavsiye edilir bişii diiil . Ana baba günü dedikleri türden. Deli kalabalık, sıcak diye gezinmeye gelmiş sanırım. Bi de çocuklusun, bebek arabası felan takan yok. İttire kaktıra pardon diye diye reyonlar arasında dolandık. İşimizi halllettik. seviyorum IKEAyı be...
Efenim neden IKEA? Çünküüüü kızım işe başlıııcak ya, Şubatta- kendisinin odasına lavabo yaptırıyos. Beele poposu rahat yıkansın die! yazın da banyo yapcek işallah...
Bakalım görüciiiis.

Dışarda o kadar çok kar var ki, şu anda ofis yolları pek de çekici gelmiiiy valla ne yalan söliiim.

Hadi kızım saat 7.30 oldu.
Uykun gelmedi mi?

1 yorum: