22 Haziran 2012 Cuma

Haziran bitmeden... Meme bitti...

Bu ay çok şey değişti...
Çok...

14'ündeki bir lansman için haftalarca işte uzuun saatler çalışmam gerekti.
son zamanlarda Loli meme emerken gene canımı acıtmaya başlamıştı ve her başı sıkıştığında meme emiyor- dur yapma dinlemiyordu., Hazır az görüşüyoruz şu gece memelerini de oldu olacak keseyim bakayım dedim.
Zaten 4-5 aydır sadece "hava mavi" iken meme emiyor- geceleri de artık hiç israr etmiyordu.
Raya sağ olsun gece onu uyuttu oyaladı, ben de geç gelerek memesiz - görüşmesiz günler geçirmeye başladık.
Önce anlamadı- sonra az ağladı-sonra sustu-sonra gene...
Ali de seyahatteydi.
Daha rahat oldu o ilk günler- yani sanırım...
Sabaha doğru kalkıp yanıma gelip "me meeee me mee" "meme istiyoluum" diye ağladığında kapıp, kafası omzumda, gezdirmeye başladım onu. ilk gece yarım saat kadar sonraki geceler azalarak devam etti. Sapancaya gittiğimizde gece memesinden vaz geçerken de ağladıydı.. O da gidelerek kısalmıştı...

Neyse..
Maceramız yaklaşık olarak 30 Mayıs'ta başladı...
Artık Meme YOK. Leyla artık emme emmiiicek...
Emmiyor ama bazan unutup saldırıyordu.
Ah bebeğim.
Hala yazarken bile boğazım düğümleniyor...
Yani bugün gelecekti de, tam hazır mıydım bugün bile emin değilim..

Velhasıl Loli memeyi bıraktı. ağlasa da zırlasa da memeye saldırsada NO diyorduk ve o da az ağlayıp sonra sakinleşerek idare ediyordu.
Taa ki...
Tatile gittik, şubatta parasını verdiğimiz- geçen sene gidemediğimiz Gebishler toplaşmasına- Hillside'a.
Tatillerin tatili, keyiflerin keyiif olacaktı.
memeden kesilmesiyle huysuz olmasını, geçmeyen sümüğünün, öksürükle karışması bir yana, gece düzensiz uykuları da eklenince tadından yenmez oldu kızımız...
Ve tatilimiz de içler acısı.
Budget yapacaz dite Ryayı almadığımıza mı ağlasam- deniz güneş görmeden istanbul'a döndüğümüze mi?

7 Haziran Perşembe çıktık yola, sabah körü...
Gün kaçırmııcas. Çok çalıştım ya, dinlenicem...
loli uyuz...Zaten son 3 haftadır acaip geç uyuyor, ve bazı öğlenler öğle uykusu da yok...
Hele hsonları bizleyken felaket.. Mızmızlamalar son haddinde, herşeye ağlamaya hazır...
Tatilimiz 3 gece 4 gün sürüyor. leli ilk 3 gün öğle uykusu uyumadan, sinir harbi içinde geçiriyor tatlini- bizimkine artık tatil diyemiyoruz tabii..
Son gün bir de 6.1 depremin ardından, uykusuz günlere yenik düşen kızım, son sesiyle ağlarken saldırdı gene meme ve emdi- hemde sütüm bile geldi, plajda denize karşı. Son- bida yok dedim bu sefer, sonra öteki meme sonra bidaha öteki meme... bi daaa... ağlaya ağlaya emdi... Uydu sonra...
3 saati yakıgeçen deliksiz bir uyku, şemsiye altında, denize karşı, açık havada... Memeden sonra.. Son memeden...

Gün 10 Haziran 2012'ydi. Saat 16.00 gibiydi... Son meme emilen gün aslında o gündü...
Hem ben hem o veda ettik memeye o gün.
Gözümden ilk göz yaşım az evvel aktı.
Belki de lazımdı...
Bitmesi için hepten vazgeçmek için.

Loli hala cok huysuz ve gergin.
En ufacık bir can sıkıntısında ağlıyor, bişiiileri ağlayarak istiyor..
Bu yüzden diye düşünüyorum, geçecek diye umuyorum.

:/





Mayıs 2012... Anneler günümüz ve bişiiler daha

Mayıs başı ilk h.sonumuzda, ctsi sabahı Sapanca'ya giderken Darıca hayvanat bahçesine uğradık..
Nefisti.. loli delirdi.




Biz de pek beğendik doğrusu...





leylaya hamileyken diktiğimiz ağaç... Adi Leyla...





sapancamız da her zamanki gibi güzel geçti. temiz hava bol güneş, börtü böcek...


























Mayıs ayının en mühüm olayı şüphesiz ki Anneler Günüydü.
2. defa anneler günümü kutladım.. Hem de ne şenlikli ne şenlikli...
Cuma günü olkuda bir gösteri yaptılar. Lolinin sınıfı "annem annem canım annem" şarkısını söylediler.
loli pek çalışmamıştı. Çok güldük.
Pınar ve Derin'le accuk Kanyon yapıp dağıldık.
Pazar sabahı, kalsik bir anneler günü eveneti olan Tunalılar ile 4 Seasons'da brunch yaptık.
Arkasından çıkıp anneme gittik. Selimler de oradaydı.
Ohhh.








Nisan 2012 özeti...

Tee 2 ay sonra yazdığım için,
çektiğim fotoları ekleyerek devam ediyorum.
Bu sırada kızımız otula ditmeye devam etti, babamız seyahatlere gitti geldi, az yiyip hala
kaka ve çişini bezine yaptı, bazan sosyalleşti bazan bacaklarımın arasına saklandı...
hasta oldu düzeldi, ağladı güldü, büyüdü...
Ben Naomi Aldort'a gittim, nefisti,
sonra cicianne'nin vefatı yüzünden hızlı bir edirneye gidip döndüm- fenaydı.

O günlerde kızım hasta oldu, ateşi düşmedi kaç gün,
anlamadık, burnundaki çizik yüzünden şişti sandığımız dudağı meğer apse yapan dişi yüzünden
koskocaman omuş.
Barbi bile anlamadıı, oysa kızm kuzum, "beni Işıt Abla'ya götür demişti"2. gün..
Pff...
Düşündükçe hala kızıyorum kendime.
Işık Abla'lar şehir dışındaydılar. Döner dünmez erken saatte ofisi açıp bizi aldılar.
Kızım çok cesurdu.Kendi başına oturdu o dişci koltuğuna. Azcık tuutum ben- son hamlede. Azcık ağladı. Soona bi meme- bi dodo... unuttu gitti.
Bugün Haziran 22, hala kontrole gitmedik...
Çok huysuz çok tatsızdı o günlerde.
E haksız da değildi. Babanne de İstanbul'daydı...
Zor geçti, Allahtan 2 gün sonra hemen iyileşmeye başladı dişi..

Keyfi yerine geldi ama huysuzluğunda izler kaldı gibi...














Tembel anne... Mart'ı kapatalım önce...

O kadar çok zaman geçti ki bişiiler yazmayalı.
Çok çok da şeyler oldu elbette.
en son 19 Mart'ta bişiiler karalayıp fotolar eklemişim.
Mart Bitti, Nisan bitti, Haziran bitecek neredeyse...
Peh...
Neler neler oldu...
Mart'ın takip eden günlerinde Maya'ların İstanbul'lu oluşu ve Yasemin in doğum gününü sonra da monty'nin doğum gününü kutladık.

Van Gogh sergisi gezdik. Sapanca'mıza gittik- Ördet besledik, açık havada uyuduk.
Mart boyle gibiydi...