31 Ocak 2012 Salı

Ocak biterken...

Az laf çok foto...
bol karlı bir haftaydı.
Kızım pek sokaga çıkamadı...
Karı sevmedi galiba...











çilota mı dediniz?







kizimin komik lafları:

TOMİT : KOMİK
ŞUŞUMAT : YUMUŞAK
TADISI : TADI - BUNUNTADISI NASI?
BEN BÜYÜTÜM :BUYUGÜM
KİPAT : KİTAP
ÇİLOTA : ÇİKOLATA
ŞETEY: ŞEKER
BALIT : BALIK
MATARNA : MAKARNA
PİDOLA : PİRZOLA

tatlı tatlı tonluyor:
UYAALIM MI?
TIMAM!

Sen şimdi evine git sonra gene bize gel tamam mı? (Asiye'ye dedi perşembe...)



bi de bıdı bıdı bişiiler sööleip çok tatlı bi tonla "tamam mı?"dio ay deliriorum o zamanlar...


30 Ocak 2012 Pazartesi

Nefis haraketler bunlar 2...

Lolinin okulunun tatil oluşu sebebiyle içimde kalan
kızımla sinemaya gidemedim
kızımın ilk tiyatroosu vs lerden kurtulma çabasıyla
soğuk kar demeden
bu h sonumuzda
ilk defa anne baba cocuk olarak tiyatroya gittik

28 Ocak ctsi
Afife Jale tiyatrosunda
çizmeli kediye gittik.

Loli bundan önceki hafta
Ptsi cindirella - tiyatro / Akatlar Kultur Merkezi
Salı happy feet- cinema / Astoria ve
Perşembe deniz kızı- tiyatro gördüğü için çok cool du..

Çarşamba gunu ise teeeeee
Akbatı ya gittik.


bahçeşehir e varınca Loli'yi Tugba'ya attık
Once harala gurele başlayan arkadaşlıkları
akşam saatinde
"anneeaa Ekin de bize gelsiiinnn" ağlamaları
ile sona erdi
Evimizi gorduk
2 hafta soona gene goreceğiz...
26 Ocak Perşembe Anenme gittik.
Selim ve rasimler de geldiler.
Aile kaynaşması yaptık.
gece gec uyudu gene cüce...

Cuma gunu bişii yapmadık.
Zira deli gibi kar şehre indi ve
işe zor geldik
İş çıkışı kızımızlan karda oynadık...







Evdeydik.
Cumartesi kar sebiyle gözumuz yemedi
ve bu yakada kaldık.

Oğleden sonra bi kalkınıp halalara gittik.
Az durup migros yapıp evimize donduk.

Şu sıralar en sevdiğimiz aile aktivitesi olan
yatak odasında "ebeveynler Fringe seyreder- bebek Cindirella"
yaptık. Az meyve eşliğinde...

Gec uyuduk evet
epey gec...

İstanbul'da attlı tatlı kar yağdı gecti durdu derken
Pazar oldu.

Kocaman bi kahvaltı soonasında gittik tiyatroya.
Çok keyif aldı.
onun bu denli keyif aldığını gorup biz daha çok keyiflendik.
Aşk gibi.
içi ısınıo insanın.
ne şahane bişii yaptık dedik.


sooona Ortaköyde 2 satır kaydırak kayıp,
kuş besleyip eve donduk.

Horrrr
hem de ailecek...














29 Ocak 2012 Pazar

Tantrumlarla tanıştık.. Her gün yeni bir deneyim...

Bu ay epey yorucu başladı,


Şu meşhur TERRIBLE 2 dedikleri hikaye denen de
neymiş... tantrumlar ile tanıştık.
1 hafta kadar sürdü.
Aklımı kaçırıyordum,
Ucundan döndüm valla.


geçen postxta ucundan accuk bahsettiğim şey tantrum dedikleri,
bi çeşit sinir krizi oluyor.
çocuk
neye ağlıyacağını şaşırarak
daldan dala atlayarak ağlayıp
katılıp
duruyor.


Çok fena bişii
yani orada olup sakin ve skünetli olabilmek,
doğru davranabilmek pek zor.
hele benim gibi
-ağlamakla başa çıkamayan- bi anne için
en zor annelik deneyimimdi diyebilirim.
Allah daha zorunu göstermesin.



Let's look at this approach in more general terms. Most of us evaluate our parenting in a very straightforward way. When our children are happy, cooperative, loving, and polite, we take pride in them and in ourselves as parents. When our children are unhappy or unreasonable, we figure that something has gone wrong, and we tend to blame ourselves or them. In short, we've been trained to think of children's upsets as "bad."


offff
Çok şükür bu günler geride kaldı diyebiliyorum
ay sürseydi
aman allahım
düşünürken bile sırtım kasıldı...


neye ağladığını bilmiyor ve herşeyi istiyor ya da istemiyorken
ne yapacagını şaşırıyor insan
seçenek üstüne seçenek sunmak
istediğini yapmak falan da çare dieğil.
Ağlamak iyi bişiii değil ya
ağlamasın ya
salak olup kalıosun

oh bitti

neler öğrendik;

çocuk hastayken huysuz olabilir
uykusunu iyi almıyor
ağrısı var nalamıyor- anlatamıyor
evdeki enerji öneml,
Ali ile pek anlaşamadık bu anlarda
"uykusu var uyut" komutu ile
loliyi
sallanan koltğa gögsnden bastırıp uyutmaya çalıştım
evet yaptım pişmanım
bi kaç saniye surdu ama dün gibi aklımda

eşşşeeem ben

neyse

bi kere bu GEÇİŞ hikayesi zorluyor
zor
benim için de
O'nun için de
evden çıkmak, bir oyundan diğerine geçmek,
oyundan yemeğe,
oyundan yatağa..
geçişlerin hepsi zor...

Hele de 2 yaş civarında BEN BEN BEN derken
daha da zor.

Öğreniyoruz.
beraber...

Planları önden anlatıp,
Onu geçişlere hazılamayı
güne 1 den çok program koymamayı
tantrum gelecekse hazır ve kudretli olmayı,
sakin kalabilmeyi
ağlamanın sakıncalı - kötü birşey olmadığını
sınır koymanın kötü birşey olmadığını

öğreniyoruz...
beraber...


bakınız ne demiş
mothering sitesi
bu Tantrum hususunda...

















14 Ocakta DErin in dogum gunune gidildi. Çıkarken saglam bi ağladı, 
bu çanta beniiiiiiieeem die, off.. varana kadar da ağlayıp durmustu zaten...
16 Ocak ptsi ylları kapatacak kadar kar yağdı..
ve lolinin Tantrumları azalarak yok oldu...


19 Ocak Perş Pınar  a baby shower yaptık
pek tatlıydı...

ben bi diaper cake yaptım, kendimlen gurur duydum...























28 Ocak 2012 Cumartesi

nefis hareketler bunlar 1...

2 güzel haftasonu gecirdik.
Geçen hafta ctsi günü;
Loli'miz bu sıralar
hep oldugu gibi 11.3o larda uyuyarak
epeycene geç uyandı.
Okul tatil ya, şaştı butün uyku düzeni,
Bünye şaşkın.
Biz de çok geniş davranarak
saldık kendisini.
Bizimle uyuyo cüce.
E bizim de canımıza minnet,
görüşmüş oluyoruz...

Neyse geçen haftasonumuzu anlatacaadım...

Ctsi geç uyandı,
o kadar geç ki,
Music Together'ın sonraki

Cts seansına bile yetişemedik.
Biz de kahvaltı edip toparlanıp
çıktık Dali sergisini gezmeye gittik.
21 Ocak Cumartesi...
Hande ve Zeyno ile buluştuk.

Sergi sırasında Loli susadı
ve Zeyno'nun
matarasını verme
gafletinde bulundu Hande
Sonra cingar koptu
Zeynep de hala bebe...
"Vermem" der
öteki ağlar "benim" diye...
yeni bir matara alincaya
kadar salya sümük islak
karakoy sokaklarinda
yüruduk durduk.
keyifli
bir kafe bulup
oturduk.

karabatak...

Yemeemizi yiiip eve donduk.
kizim pek uyumlu ve
sakindi masallah.


Pazar kalkıp Music Together'a gittik
sonra da annemlere...

Akşam eve gelince horr bayıldı kızım...

12 Ocak 2012 Perşembe

Eh fena diiilim...

Bu fotoğraf makinesini alıp
kursa gitmiş olmamın en buyuk
nimeti bir;
Aslı Tür'ü tanımış olmak,
bir de fotoğraf çekmeye başlamak- ya da nispeten
iyi fotolara sahip olmak oldu diyebilirim...

Güzel fotolarım var evet...

Bu fotoları çekip çekip duruyorum,
soona arada becerip best of yapıp print de ettiyorum,
anaane ve babaanne kişilerine
hediye felan da ediyorum ama
Loli'nin 6 aylık halinden
bu güne kadar elimde basılıp
albümlenmemiş
1.000'i aşkın fotosu var.
onları naapcas?

Gecen sene bi noktada, makinemi
patlatmak pahasına fotoları bi
dizeyim dedim,
soft olarak bile beceremedim.
bu sene daha az cekiyorum
İşallah eskileri de bu blogda gösterdiğim
gayretle (annenin kendine övgüsü)
toparlayıp sort edicem.
daha acıklı olan, basılmış
fotoların tarihlerinin
kontrolu için makineden
karşılığını bulmak
gerekliliği.
bu hususta yalnız
çalışacağımı da
duşündukce
görevi ertelemekten
başka çare yok gibi duruyor.

Leyla'dan sonra başıma gelen
güzel şeylerden biri de
Ayşe Öner vasıtasıyla tanıyıp,
hayatıma soktuğum güzel kadınlar ordusu.
hele bazılarıyla o kadar yakın oldum ki,
ben bugün bile şaşıyorum.
Eşşek kdar adam olduktan sonra da
insanın can dostu
edinmesi mümkünmüş demek...


8 kadın,
8 bebe
hatta 8 baba...
Evet kocalar da arkadaş oldular...
Yeni bebekler de yolda.
Evet pınar hamile..
Duru geliyor.
En çok 1 ay sonra kucakta...
Tugba'da 2. turda.
Onunki daha taze..
kız mı oğlan mı belli değil...
Ama cok heyecanlı...

19 unda Ayşe' Pınar'a bir baby shower
yapılacak.
İşallah ben d eorada olacağım.
Yabadaba duuuu

Şu an farkettim ki
bu kadar yazdım
ama Loli den 1 satır yok!
Hemen başrol sanatçımız
hakkında durum raporu verelim...

Bugün 11 Ocak 2012
saat gece yarısına gelmek üzere,
Ali Gemlikte,
Ben işten 7 gibi geldim.
Leyla,
H.sonu gelip ptsi geçen ateşinin
ardından bu sabah gene ateşler içinde uyandı.
Okula gitmedi.
Ptsi Çok ağladığı için benle işe geldi.
Raya da öksuruklerini kontrole
DR'a gitti sırada benle ofiste takıldı.
eski gunlerdeki gibi,
Sadece daha buyuk ve daha zor...
Gecesi canımıza okudu.
Once babannede çıngar
çıkarıp ofise geldi, sonra
yemek için ne yapacagımızı
şaşırtacak şekilde
evde ve yolda ağladı.
sonunda 1 tas
Aşkana Mantı ile rahatladı..
Bugün
Ateşe bağlı olduğunu umduğum huysuzlukları
gün içinde devam etmiş.
okuldan ve
doktorumuzdan aldıgım
bilgilere göre epey
yaygın bir grip var
Ve dahi benim de sümüklerim
oluk oluk maşallah...

Peki,
meşhur "teeribel 2" bu mu?
Ben kızıma yeterince ilgi göstermiyorum ve
ilgi şefkat aradığı için mi
şımarık-cadı delirtici
hareketler d ebulunuyor?
o yuzden mi
kendini paralayarak ağlıyor
"giyinmiiicem"
"yapmıııcam"
"yeme" giyme" "opme" sümüüümü geri koy" ve hatta
"kakamı popişime geri koy" lar?

yani genel bi cadılık diye endişe ediyorum...
umarım kısa sürer...

Kızım ateşli,
sabah 5 teki ateşi 39.2ydi
Ben çekim için çıkarken bi kriz daha yaşandı,
ıslak body yi giymek icin tutturuyor.
offf
o anlar gerçekten zor geçiyor
ve yazık ki sadece meme ile
sakinleşiyor.
nasıl kesicem,
ne yapıcam hala dert.
bu da başka başka seansların konusu...
En önce benim hazır ve istikrarlı olabilmem lazım ki
ben oralara yaklaşamadım bile
Bi umut bekliyorum
kendi bırakacak diye...