28 Ocak 2010 Perşembe

Lolipop yıkanmayı pek sever...






Aslı teyzesi ve Ada ablası geldiler dün...
Uyku saatleri pek uyumlu olamadığından az görüştüler ama azimle devam ederek başarıciiiz işallah kızları kaynaştırmayı...

Komik çocuğum Lolipop son günlerde iyice sazı eline aldı valla. Bayaa oskarlık rol yapıyor. Uykusu varken bi naz, yatmak istemiyorum, acıktım... Küfürün bini bi para... Bi sayıyo bi sövüyo...
OOOOooo işimiz iş.
Daha cadı olmaz işallah...

Dün bi hava alsın sevdası ile balkona çıktı, 8. dakikada kıkır kıkır gülerken ekşimeye başladı...
Ekşime uzun sürerse ağlamaya sonra da sinir krizine dönüyor.
Ay derdini anlatamamak ne zor şeeey!!!
Ama banyo ya bayılıyor...
O kadar çok banyo fotosu var ki kızın, ama en tazelerini yüklüüüciiiym şimdi. Banyo yapmayı bütün bebekler severmiş, Leyla da bayılıo. Hatta banyodan çıkınca mızırdanmaya başlıo.
Bu fotolardan az soona küvete kakasını yaptı kendisi, sanırım keyiften!!!
Daha önce bi kere daha yapmıştı, Celal amcası sormuştu; "hiç kaka yaptı mı banyosunda?" biz de "yoo yapmaz bizim kızımız ööle şey" felan diip güldüydük ve 2 dekka soona yapmıştı...
Bu da 2 oldu.
3. kakalı banyoyu heyecanla bekliyoruz.

Baba geldi Mısır'dan şahane bir karşılama yapmış, ben baygın yatıyordum...
Şimdi uyandı cadı, Hande Teyze ye gdiciiiz.
Toparlanalım bakalım kaç saatte evden çıkabilces... :P



26 Ocak 2010 Salı

Evde son hafta...








Dün çok keyifli bir gündü... Canım arkadaşımım biricik pirensesim Dihim'ciimin Oğlu oldu. Gece 12:17'de 3kg 490 gr. ve 53 cm... O kadar lokum ki... Marcus!.. Çok duygulandım, keşke orada olabilseydim... Leyla'dan sonra daha dokunaklı tüm bebeklerin doğumları elbette, ama Mühim Hanım'ın ki o kadar içimi ısıttı ki... Kardeş geldi Lolipop'uma...
Hem bi de dün ulaştı elimize Lolipop'a muhtemel diş ağrıları için gönderdiği amber kolye... Taktık bakalım. Marcus kardeşinden gelen hediyesini kuzumun boynuna. Pek de yakıştı...

Farkettim de, bu hafta kızımlan evde tembellik edeceğimiz son haftanın içindeyiz.
Mesela artık kızla uzanıp kestiremiycem 11 uykusunda, ya da hazır uyurken ben de accık Tv ye bakiiim felan diyemiicem. " Aaaa evdeyiz tabe, nereye gdices, gel gel bekliyorum"lar da yok...
Zira işe başlıyoruz haftaya...
O da ayrı bi keyif olacak bize...
İçerideki odasında (evdeki odasından daha büyük- sadece henüz renksiz accık) Raya ile oynayıp, uyuyup kalkıyor kuzu. E arada "Anneeeaa Memmeeee!" die mızırdanıyor elbette... Ohhh be hatırladı beni...

Hava o kadar güzel ki. Kar yüzünden tertemiz ve bembeyaz ve güneş yüzünden pırıl pırıl ve sıcak! Az evvel bi bahçede gezme denemesi yapıldı ama karı pek sevmedi galiba. Kısa sürdü yürüyüşleri... Kardan mı korktu ne, ya da zamanlama yanlıştı...

Ali Mısır'da. Dün gece uçtu. Perşembe gece gelio baba.
Bakalım ne kadar farklı bulacak kızını babası...
Gerçekten de 3 günde değişecek mi?
Mesela oyuncaklarını daha iyi kavrayabiliyor bi kaç gündür, bi de uyumak istemiyorum ağlamaları var, sinirli ve çığlık çılığa, becerebilirsek 5 beceremessek 45 dekka boyunca ayakta sallamak-evet kapıcı çocuuu modeli- suretiyle zorla uyuyor.
Sanırım uyku saatlerini kaçırır, şaşırırsak yapıo bunu. Denememek için bugün pek sakin geçirsin istediiimiz için gözlerini ovuşturmaa başladıında uyutulmaa çalııldı cücük. Sanırım tuttu... 1 saattir uyuyo Lolipop...

24 Ocak 2010 Pazar

karlı pi pazar...






Sabah 8.30 suları uyandı Leyla,
meme - kaka- popo yıka - uyku - meme - çiş - kus - kaka - tulum değiştir-uyku - meme - derken
öğleden sonra karla tanışmaca...
Pek anladımı bilmios ama biz guzeelce yürüdük mahallede...
Lolipop da uyudu horul horul.
Ve hatta apartmana girince uyandı- sıcaktan-
Riyad ile skype görüşmesi yaptık.
Leyla pek eğlendi!
GS maçı seyrediodu bi yandan da...

Az soona uyuuucak.
bakalım nası geccek bu gece...

22 Ocak 2010 Cuma

Lolipop 3 aylık...





Lolipop 3 aylık oldu...
Zaman çok çabuk geçecek-şaşıracaksın diyorlardı...
Şaşırıyorum evet...

Aşı oldu.
Azcık ağladı.
Esas sıkıntısı giyinmek. Yoksa ağliicaada yoktu hane...

boy: 62 cm
kilo: 6.950 gr

Maşallah kızıma!

Kar var dışarıda, hatta tipi fırtınası.
Erkenden uyandı lolipop.
Gaste okuyorlar babası ile.


kızım ofiste...
















Bugün dahada erken geldik ofise.
sanırım Şubat'ta başladığımızda işe, artık makul saatlerde güne başlayabiliciiiz.
Kızım kuzum içeride uyuo.
Acıkınca haber edio.
Uslu valla.

Ofis hayatı sessiz sakin devam ediyor.

Teklif yaz, toplantı yap, Uri'nin işine karış...

19 Ocak 2010 Salı

Süüüpriiizzzz




Sabah 6.
Leyla ile uyandık yine, hiç şikayetim yok...
Bu saatte O'nunla ilgilenecek pek gönüllü olmadığından Lolipop sadece bana kalıyor!.
Sabahın bu saatinde nasılda capcanlı ve enerjik.
Bir bardak süt ve Asiye'nin annesinin tarifiyle yapılmış elmalı kurabiyeleri yiyorum ben de.
E mecburen tabe! :P
Lolipop pek sakin. Vakur hatta...
Sepetinde yatıp oyuncaklarına bakıyor. Ööööle gündüz saatlerindeki gibi eller kollar da fıkır fıkır diiil, arada esniyor.
Azcık yorulsun da yatağa gidelim,
babasının koynuna girsin böcek...
Renkli, desenli şeylere bakmaktan sıkılmıyor, ama bi de tutabilse, yakalasa, ondan mutlusu olmayacak. Arada ben kıstırıyorum eline bişiileri ama pıt düşürüyo.
Azimle uğraşıyo dokunup yakalayabilmek için, eyer bu yakalayamama oyunu uzarsaaaa, o zaman sıkılıyo canı...
Hooop 1-2... Yok olmadı. Hadi bi daaaa....
Gu... Plifffss.... Gene olmadı...

Bu Pazar Stella'lar ile buluştuk.
Onlar karşı kaldırımlı... Sabah körü hava da ıslakca olunca köprü 5 dekka da geçiliyor... Geçiverdik... Önce güzeeel bi yürürdük...
Caddebostan sahili bebekle dolanmak için harika... Sanırım İstanbul'daki en başarılı yürüyüş, bisiklete biniş, köpek gezdiriş vs. vs. yeri de olabilir.
Serin, hafif nemli bi yürüyüştü... Monty harika bi bebek, o kadar çok gülücük ve kıkırdama arasında nasıl keyif alınmas ki...
Sonra Cafe Zanzibar'da kahvaltı ettik. Lolipop'um orada meme sonrası koccaman bir kaka yaptı ve tabiiiki her kocaman kaka gibi bu sefer de tulum,
üst baş ooooyyy oyyy kaka doldu. Allahtan düzgün bir alt değiştirme yeri var hanımlar tuvaaaaletinde ve biz de hazırlıklıyız boklu kızımızın bu nevi marifetlerine. Kılık değişerek yemeğe devam ettik. Çocuk parkı gibiydi içerisi. Hele bi kız bebek-Lolli'den büyük- o kadar çok ağladı ki, içim eridi onu duydukça... Bazı annelerin bebeklerinin ne derdini olduunu anlayamayışı çok üzücü yav. İşallah bana ööle olmas. Ve işallah kızım hiç o kadar ağlamas...
Velhasıl yemek sonrası hemen de yolun karşısında olan annemlere gittik. Sürpriz olaraktan.
Annem ve babam ayrı ayrı "AAAAaaoAAAAgghhhyaaaaayyyy" sesleri ile karşıladılar kanguruda uyuyan torunlarını. Lolipop hafif zıplasada uyumaya devam etti.
Ve beklendiii üzere az sonra uyanıp fıkır fıkır takıldı. Bi meme bi kılık değiştirmeli kaka soonasında dedelerden ayrılıp IKEA yollarına düştük.
IKEA evimizin herşeyi! Ay valla da ööle. Sen çok yaşa IKEA! Ama Pazar günü çok tavsiye edilir bişii diiil . Ana baba günü dedikleri türden. Deli kalabalık, sıcak diye gezinmeye gelmiş sanırım. Bi de çocuklusun, bebek arabası felan takan yok. İttire kaktıra pardon diye diye reyonlar arasında dolandık. İşimizi halllettik. seviyorum IKEAyı be...
Efenim neden IKEA? Çünküüüü kızım işe başlıııcak ya, Şubatta- kendisinin odasına lavabo yaptırıyos. Beele poposu rahat yıkansın die! yazın da banyo yapcek işallah...
Bakalım görüciiiis.

Dışarda o kadar çok kar var ki, şu anda ofis yolları pek de çekici gelmiiiy valla ne yalan söliiim.

Hadi kızım saat 7.30 oldu.
Uykun gelmedi mi?

12 Ocak 2010 Salı

keşfetmek...





Bu ayın konusu bu galiba...
Elerini keşfetti 2 -3 hafta oldu.
Deliler gibi ellerini parmaklarını emiyor... Bazen kendini kusturacak kadar sokuyor o güzel ellerinin 4 parmağını birden taaa boğazının içine kadar...
Böğğhhyyk ve kıpkırmızı Leyla...
Sonra ayaklarını keşfedip onları da yemeye çalışacakmış. Çok gülüciiiz sanırım...
Bir de yüksek sesler çıkarabilmeye başladı ve bunun bizim dikkatimizi çektiğini farkediyor.
Bazen bir bağırıyor ki, kendi de şaşıyor! Çok eğleniyor çok.
E tabiii biz de...

Oyuncaklarını görüp anlayana dek sakin sakin dururken şimdi kuduruk bir kedi.
Elleri ayakları durmuyor. Hele ayakları sürekli bisiklet çeviriyor yatarken. Yorulup sıkılmadan. Oyuncaklarıyla konuşup onlara dokunmaya çalışıyor.
Bugünlerde yanlışlıkla dokunuyor hatta kavrıyor bile ama... Tam da beceremiyor... Sanırım pek yakında isteyerek ve bilinçle ulaşıp elleyebilecek, hatta tutup kavrayacak bile... Heyecanla bekliyoruz.

Dün ilk defa ofise gitti kızım kuzum.
Kocaman bir bavul dolusu eşyası, salıncağı felan göç eder gibi öğleden sonra vardık ofise. Odasına yerleşti. Sakindi. Hava da güzeldi. Azcık renklenmesi lazım odasının ama konforu tamam. Az daha uğraştık mı şahane olcek, evdekinden daha büyük bi odası var ofiste!
Şubat itibaryle de evde geçireceği zamandan fazlasını ofiste geçirmeye başlayacak inşallah.

Evde kendi odasında hiç yatmadığı için kullanamadığımız dönencesini kurduk, bayıldı minik tırtıtl. Epeyce oyalandı... Ofiste geçirdiği ilk gününde 2 çişli 1 kakalı bez değiştirdik. 2 defa memede uyuyakaldı ve de uzuuun uzun uyudu...

Bugün evdeydik ama yarın gene ofisteyiz. Bakalım bu sefer daha erkence gitmeye çalışıciiiz.
2.30 da toplantım var. Leyla'lı ilk toplantı...

Görüciiiz Leyla'nın performansını...
:P

11 Ocak 2010 Pazartesi

ooff yaaaa yedim kızımı gene...





Naapıcam ben?
Anneler yüreği ağzında yaşar hayatlarının her dakikasını derlerdi, inanmazdım.
Ööleymiş valla.
Bir ağlama sesiyle irkildim.
Meğer televizyondan geliyormuş - mutfaktan.
Tam da aynı anda -hem bebek telsizine hem de Raya'ya kızmıştım.
Bi de kendime tabe... Ağladı kızım gene, duyup da yanına gidene kadar dakikalar geçti belki diye...
İstemiyorum- ağlamasın...
Hiç ağlamasın.
Uyanınca yanında ben olayım hep.
Korkmasın.
Tok olsun hep,
canı acımasın, üşümesın, sıcaktan pişmesin, poposu acımasın, pişik olmasın, hiç hasta olmasın,
hiç üzülmesin...
Hiç...


Ne güzel uyuyor kız.
Sen de kıvrılsana yanına.
Hem uykun var azcık azcık hem de eeen güzel koyun sokulunacak...
missgibi içine çeke çeke, ılık ilık nefesini hissede hissede.
Mmmmmmmmm mmmmmmmmmmmmmmmmm mmmmmm

Nerdeee.
Yarın ofise gidiyoruz.
İlk defa uzun vakit geçirmek üzere...
Keşfe...

Bir liste yapmışım ki, bavula sığmayacağız galiba.


Uyku kokuyor.
gerine gerine uyandı.
Öyle bi geriniyor ki...
3-5 cm uzuyor sanki.
gene gülücükler, sırıtmalar.
Ay ben seni yerim diye seviyorum klolipopumu.
Bu yeme arzusu gerçek ancak!
Yenilesi Leyla.

Afiyet olsun.
Yiyorum.
Azcık da babasına saklıyorum.
Az soona gelir, o da yer kızını.

Banyo sefasında hele, tadına doyum olmaz...

8 Ocak 2010 Cuma

Lolipop'la gezdik...




Kızım bugün bayaa bi gezdi.
Yaz gibi bir hava vardı. 18 derece Ocak ortasında. Olacak şey değil. Çıkalım sokağa dedik, hava kararırken girdik eve. Pek usluydu kızım kuzum.
Açık havada mışıl mışıl uyudu.
Ağlamadı mızmızlanmadı.
Aferim kızıma,
maşallah kuzuma,
gene gezeriz kızımla...

Bebek, çocuk gezdirmek için güzel yer.
Deniz kenarında dolaşıyorsun, parkta geziyorsun, karnını doyuruyorsun, çay kahve içiyorsun, saçını kestirip boyatıyorsun, eş dost görüyorsun...
Ben yaptım valla.
Kızıma teşekkür ediyorum.
Uslu, cici bebek olduğu için.
Benim sokaklara çıkmama izin verdiği,
benimle geldiği için.

Gene gezelim Leyla...


6 Ocak 2010 Çarşamba

Lolipop'un gülen gözleri






Lokumcan...
Bugün gene gülerek uyandı. Nerdeyse kıkırdayacak...
Önce bi sağa bi sola dödürüyor kafasını, hızlı hızlı, karides gibi kıpır kıpır uyanmaya çalışıyor. Bir iki pırt sonra kısa bi uyku molası... sonra tekraar kıpırdanmalar, mırıltılar, gıcırtılar, uflar puflar...
Huooop alıyorum göğsümün üstüne. Ben sırt üstüyüm-kız göbeküstü benim üstümde-gözgözeyiz...
Azıcık uyukluyor gibi olup az sonra bi uyanıyor ki, o anda odamız aydınlanıyor. Gülerek, taa gözlerinin içinden gülerek bakıyor yüzüme.
Günaydın anne, seni gördüğüme çok sevindim...
Aaa babam da burda!
Uyandım ben!
Hadi kalkalım!
Hadi!
Hadi sevin beni..
Çok şahaneyim ben...
Bakın nasıl da sevimliyim...
Daha çok sevin...
Sevin beni...
İnsanın içinin erimesi de buymuş.
İçinin ısınması...
Sımsıcak olması...

Annem diodu, anne olunca anlıyacaksın... Daha neler anlıycam acaba?..

Şu anda uyuyor kızım içeride.
Bi yandan "uyusun da büyüsün" diorum, bi yandan da "kalksa da görsem"...
Güzel kızım bi gülse bana bakıp...

Raya teyzesiyle bazen de oyuncaklarıyla bi konuşuyo ki, baağıra çağıra...
Gülüyor gülüyor gülüyor.
Babası gelince ayaklarını çırpıp heyecanlanıyor.
Takip ediyor, gelsede alsa beni kucağına, sıkılmadan gezdirse diyor.

Gülüyor, tatlı tatlı,
Bazen yandan yandan...

Sevin beni der gibi...
Seviyoruz biz de.
Hem de deliler gibi...


4 Ocak 2010 Pazartesi

Seviyorum...




aşığım..
kızımın herşeyine aşığım
bilmezdim aşk esasında böyle bişeymiş...
Her gün tekrar tekrar şaşırıyorum.
"sen benim misin" diye soruyorum.
benim valla.
şahane

sahip olduğum een harika şey.


her şeyini seviyorum...

ekşi ekşi kokan ellerini
kızınca çatılan kaşlarını
ağlamadan hemen önce büzülen dudaklarını
hep point eden ayak parmaklarını
gülerek uyanışını
sinirlenince kızaran kaşlarını
seyrek saçlı güzel kafanı
basık burnunu
hızla kalkıp inen göğsünü
boğum boğum bacaklarını
selülitli baldırlarını
çok seyrek gördüğüm koltuk altlarını
olmayan boynunu
küçücuk çeneni
nine gibi dişsiz ağzını
süt kokan nefesini

çok seviyorum

3 Ocak 2010 Pazar

Yeğenleriyle tanıştı, biras monopoly oynadı... Şimdi uyuo Loli...




Celal'ler geldi. 28 Aralık'tan beri memleketteler... Ali ve Efe accaip büyümüş. En son yaz ortası Bodrum'da beraberdik. Ben kocaman göbekimle denizde oyun oynadım onlarla, şimdi onlar Leyla ile oynuyorlar. Loli kıkırdayıp duruyo..
Çok keyifli Lolipop... Hatta o kadar heyecanlı ki, uyumak istemiyor. Sanırım Efe'yi beğendi.
Gülüp duruyo Efe'ye. 'Benle de oynayın beaaaa' die bağırıo arada. çok komik.

Şu saniye yatak odamızda kuzum kızımının yanıbaşındayım.
Çocuklar salonda kuduruyorlar... Melek gibi uyuyor derler ya; işte bu manz için demişler herhalde. Ara sıra kocaman bi iç çekio ki, sanki tüm gün taş taşımış, dertlenmiş, içerlenmiş...
Bazen de gülüyo uykusunda.
Çooook keyifli seyretmesi...

Hava soğuk dışarıda. Lodos fırtınası durdu.
Belki bi hava almaya çıkarız uyanınca kuzu...

Pembe kuzu.
Lolipop Leyla.
İpek böceği.
Bok çuvalı.
Kusmuk torbası.
Misler misi.
Küçük kedi.
Pirenses kızım benim.
Aşkım meleğim...
Güzel uyu.
Sağlıklı, şanslı, mutlu, huzurlu ol sen...
Hep gül e mi...

Maşallah sana.
Canım benim.

1 Ocak 2010 Cuma

Lolipop'un ilk yılbaşısı...



Leyla ilk defa yeniyılı kutladı dün gece...
Biz ilk defa "ebeveyn" olarak yılbaşımızı yaşadık ya da... Leyla uyuyordu ama olsun. Halalardaydık. Kalabalık... Celal'ler Riyad'dan geldiler. Kuzenler, yeğenler... Kocaman bir sofra etrafında harika bir yemek yedik. Kocaman hediye paketleri parçalandı ve açıldı, çocuklar kudurdu durdu... Lolipop içerideki odada neredeyse bütün gece mışıl mışıl uyudu...
Ali'yle saat Tam 12 de kızın başında şampanya kadehlerimizi tokuşturup en büyük aşkımızı seyrettik, çıplak lokum bacaklarını öpüp, tanrıya şükrettik.

Nihayet kızımın günlüğünü yazmaya başladım...

Leyla doğalı 2 ay geçti bile. En sonunda elim bu blogu yazmak üzere tuşlar üzerinde dolaşmaya başladı. En son kızımla ilgili bişiiler yazmaya çalıştığımda doğum sancıları eşliğinde kargacık burgacık el yazımla 3-5 sayfa bişiiler çiziktirdimdi. Bu blog sayesinde umarım sıklıkla bişiiler post edip Lolipop'un neler yaptığını yazıp duriciiiyym.

Rahat bir doğum oldu. 45 dakikada pörtledi kız. Koşup hızla geldi, 21 Ekim 2009 saat 6:45'te...
Doğum koçu da tabir edilen harika insan doulamız Julia ve diğer bi harika insan sevgilili fotoğrafçımız, bricik taze dostum Aslı (www.asliturphotography.com) ve Leyla'dan sonra tekrar ve daha da çok aşık olduğum canım kocam eşiliğinde doğurdum kızımı...
3 kg 980 gr ve 52 cm; çatır çatır doğurdum diye böbürlenip durdum ama 2 hafta epey acılı geçti... :P Ammeeee herrrbişiilere değer.
Çok şahane kızım benim...

O kadar lokum ki.
Artık gülerek uyanıyor, konuşulunca tepki veriyor, gülücükler atıyor, dilini keşfettei 1 haftadır, sürekli dil çıkarıp oynuyor. Tırnakları kesileli beri eldivensiz mutlu ve sürekli ellerini emiyor.

İyi bir çocuk Leyla;
Güzel uyuyup güzel uyanıyor. Hiç yaramazlık yapmıyor valla... Maşallah. Tüt tü tü...
Ne yapıyorsak biz yapıyoruz zaten. Şu kısacık ömründe 1 nezle 2 pişik gördü bile...
Serin odada yaşamaya ve uyumaya alıştı. Sülaleden en çok bu yüzden dırdır çekiyoruz. Ama ÜŞÜMÜYOOOOORRR! doktoru da ööle dio zaten. Barbaros Ilıkkan- Pek sevdik kendisini... www.klinilk.com Hatta 18 derecede yaşasın diyor Dr. ama evimiz ne yapsak o kadar serinlemiyor.